top of page

KÜRESELLEŞEN DÜNYADA DİNLER

Küreselleşen dünyada, dinler arası ilişkiler son derece ihtiyaç duyulan önemli bir konu hâline gelmiştir. Günümüz dünyasında gelişen teknoloji, ulaşım ve haberleşme alanındaki gelişmelerle birlikte her din, dil ve ırktan insanlar iktisadi, kültürel ve siyasi amaçlarla bir araya gelerek pek çok konuda ortak iş birliğinde bulunmaktadırlar. Hristiyan, Yahudi, Budist ve ateist demeden her kesimden insanla iyi ilişkiler kurmak ve anlaşma zemini aramak hem insani ve hem de dinî bir sorumluluktur.

Dinlerin temel amacı, insanların bir arada barış ve huzur içerisinde yaşamalarını sağlamaktır. Bütün dinlerde vurgulanan adalet, eşitlik, sevgi, saygı, doğruluk ve hoşgörü gibi kavramlar, tüm insanlığın ortak değerleridir. Adam öldürme, hırsızlık, zina, yalan söyleme, yalan yere şahitlik yapma, ana babaya itaatsizlik, zulüm ve iftira gibi davranışlar, bütün dinlerde günah kabul edilmektedir. Bu değerlerin hayata geçirilmesinde dinlerin etkisi önemlidir.

İslam dini farklı dinlerden insanların bir arada huzurlu yaşamalarını sağlayacak düzenlemeler getirmiştir. Hz. Muhammed. Medine'ye hicret ettiğinde Müslümanlarla diğer din mensuplarının birlikte yaşamalarını kolaylaştıran, birbirleriyle iyi ilişkiler içerisinde olmalarını içeren Medine Sözleşmesi'ni imzalamış ve bu tür uygulamalara öncülük etmiştir. İslam dini. başkalarının inançlarını hafife almayı, diğer dinlerin kutsallarına saygısızlık etmeyi yasaklamıştır.

 

İslam dinine göre, insanlar istediği dini seçme ve benimseme konusunda özgürdür. Hiç kimseye dininden ve inancından dolayı baskı yapılmaz. Kur'an'daki; "Dinde zorlama yoktur..." (Bakara suresi. 256. ayet.) ayeti, bu durumu ifade eder.

Başka bir ayette de; "(Resulüm!) De ki: ... Sizin dininiz size benim dinim de banadır." (Kâfirim suresi, 6. ayet.) buyrularak insanların birbirlerinin dinine ve inancına karışmaması gerektiği ifade edilir.

Tarihi süreç içerisinde, farklı dine inanan insanlar siyasi, ticari, ekonomik ve kültürel sebeplerle birbirleriyle iletişim kurmuşlardır. Küreselleşen dünyada farklı din ve kültürlere mensup insanların bir araya gelerek kendi fikirlerini empoze etmeden çeşitli dinî konularda bilgi alışverişinde bulunmaları, yaşanan sorunlara birlikte çözüm aramaları dünya barışına katkı sağlayacaktır.

 

Dinler arası ilişkiler, küreselleşen dünyada son derece önemli ve lüzumlu bir konudur. Herkes, birbirini olduğu gibi kabul etmeli, birbirlerinin inançlarına saygı göstermelidir. Farklı din ve kültürlerden insanların birbirlerini tanımaları ve ortak sorunlar için çözüm üretmeleri, görüş alış verisinde bulunmaları birlikte ve barış içinde yaşamaya büyük katkı sağlayacaktır.

Dinler arası ilişkiler, din mensuplarının kendi inançlarını diğer insanlara anlatabilmelerine imkân tanır. Ancak insanların inançlarını başkalarına anlatırken bir takım hileli yollara başvurmaları ve insanların sosyal ve ekonomik zaaflarından yararlanarak onları din değiştirmeye mecbur etmeleri doğru değildir. Dünyada ve ülkemizde bazı din mensuplarının dinlerini yayma çalışmalarında bu tür yollara başvurdukları görülmektedir. Örneğin, Misyonerlik faaliyetlerinde zaman zaman hile ve aldatmaca gibi bir takım yollara başvurulmaktadır, istismarcı misyonerlik denilen bu tür yöntemlerle insanların dinî duyguları, ekonomik ve sosyal durumları istismar edilmekte, insanlar dinlerini değiştirmeye zorlanmaktadır.

İnsanlar, istismarcı misyonerlik faaliyetlerinin farkında olmalı ve bu tür istismarcı çalışmalara karşı dikkatli olmayıdırlar, insanlar, inanç özgürlüğüne saygı duyarak iyi niyetle yapılacak her türlü sosyal, ekonomik, kültürel ve dini dayanışmalara ve dinler arası ilişkilere katkı sağlamalıdırlar.

bottom of page