top of page

HRİSTİYANLAR VE BAZI GELENEKLERİ

A) Taharet:
 Asr-ı Saadette, Pavlus'un emrine girmemiş, Musevilikle irti­batım koparmamış bazı Hristiyan tarikatları vardı. Bunlar Muse-vi-Hristiyanlar olarak da adlandırılmaktadır, işte bu tarikat mensupları, ibadetlerinden önce abdest almaktaydılar.Gusül abdesti ise başlangıçta Hristiyanhkta da mevcut olmasına rağ­men, Hristiyan azizlerinden Pavlus'un tasarrufları sonucu kaldı­rılarak, yerine vaftiz uygulaması getirilmiştir, ilk Hristiyanlardan Ebonitler'de guslün mevcut olduğu kaydedilmektedir. Halçn vaftizde su kullanılması, Doğu Kilisesinde, vaftiz edilen kimsenin tamamen suya batırılması, vaktiyle Hristiyanlarda da guslün var olduğunu gösteren hususlardandır.Hz. Peygamber döneminde, vaftiz edilecek kimseler "Ma'mudiye" denilen sarımtırak bir suya batırılır ve buna ta'mid (vaftiz) denirdi. Gerçekten Hristiyan ol­mayı da buna bağlarlardı. Bu husus Kur'ân-ı Kerim'de de haber verilmiştir.


 B) Namaz:
 Ashab-ı Kehf le ilgili olarak Kur'ân'da geçen "Mescid" kelime­si ilk Hristiyanların namaz kıldıklarını göstermektedir.Lût Gö­lü nde bulunan ve Essenîler'e ait olan bazı vesikalarda "Mescid" kelimesi kullanılmaktadır. Bu vesikalarda "Bizim ibadet ettiği­miz yer, Tanrı için başımızı koyduğumuz yerdir1' denilmektedir.

Nabatî ve Süryanî dillerinde, tapınılan ve kutsal varlıklar önünde diz çökülen yer anlamında "Masgeda" kelime kullanılmıştır. Ay­rıca, Doğu Hristiyanları, kendi ibadetlerine "Salat" adım vermek­teydiler. Bundan hareketle bazı müsteşrikler, islâm'daki nama­zın Doğu Hristiyanları'ndan esinlenerek tanzim edildiğini ileri sürmüşlerdir. A. J.Wensinck ise, namazla Yahudi ve Hristiyanların dini âyinleri arasında benzerlik kurmakta ve Aramice'de Selo-ta kelimesinin katlamak, bükmek anlamında olup, namaz gibi âyin şeklindeki dua manasına kullanıldığını söylemektedir. Bu durum, namaz ibadetinin Hristiyanlara da emre dil diğini ve Hz. Peygamber'in çağında Doğu Hristiyanlarmın tahrif edilmiş şek­liyle de olsa, bunu devam ettirdiklerim göstermektedir. Nitekim Hristiyanlarm ibadetinde de namazda olduğu gibi, kıyam, secde ve kade durumları göze çarpmaktadır.Süryanilerin ise rüku ve sücudlu namazları olduğu nakledilmektedir.Asr-ı Saadette Hristiyanlar da Yahudiler gibi Kudüs'e dönerek ibadet etmektey­diler. 


 C) Yıllık İbadet Ve Bayram Günleri:
 
1- Noel Bayramı
 Hristiyanhğm en büyük iki bayramından birisidir ve ilk ola­rak 336'da kutlanmaya başlanmıştır. Ortaçağ başlarında Doğu Hristiyanları, Noel'i 6 Ocak'ta kutluyorlardı. Daha sonra Gregori-us'un teklifi üzerine 25 Aralık'ta kutlanmaya başlandı. Hz. isa'nın doğumu vesilesiyle kutlanılan bu bayramın, miladî tak­vim yılı başlangıcı olan Yılbaşı ile bir ilgisi yoktur. Bu bayramda kiliselerde âyin yapılır, Eski Ahid ve Inciller'den parçalar okunur­du. 

 2- Paskalya
 Hz. isa'nın dirilişini sembolize eden bu bayram Hristiyanlı-ğın en büyük bayramıdır. Nisan ayının 15'inden sonraki pazar'a tesadüf etmektedir. Bu bayram bir hafta sürerdi. Bu süre içinde Hz. isa'nın çektiği cefaları dile getiren incil metinleri okunmak­taydı.[574] Pazar günü ise Kiliselerde törenler düzenlenir, Paskalya çörekleri hazırlanır, Paskalya yumurtası pişirilir, dualar edilirdi. 

 
3- Meryem Ana Günü
 Ağustos'un 15'ine yakın Pazar günü kutlanır ve bu günde kadınlara kızlara Hz. Meryem'in iffeti temsili olarak anlatılırdı. Bütün Hristiyan mezhepleri, Hz. isa'nın annesi Hz. Meryem'in göklere çıktığı günü törenlerle kutlayıp bayram düzenlerlerdi. 
 

 D) Cenaze İle İlgili Gelenekler:
 ilk devir Hristiyanları cenazelerini yıkıyorlar, kefenliyorlar, daha sonra da toprağa defnediyorlardı. Bu husus indilerde ve Hristiyanlığm diğer kutsal metinlerinde belirtilmektedir.Hris­tiyan cenazeleri, ölünün başı Kudüs'ü gösterecek şekilde mezara defnedilirdl Papazın ölünün mezarı başında bir konuşma yapma­sı bir gelenekti. Kutsal metinlerden bazı kısımlar okunması, dua­lar yapılması da âdetti. 

 E) Oruç:
 Oruç ibadeti Hristiyanlık'ta da mevcut olup, Kilise'nin üçün­cü emridir.Ancak oruçla perhiz aynı manada mütalaa edilmiş­tir. Kur'ân-ı Kerim'deki, orucun daha Önceki milletlere de farz kı­lındığından bahseden ayetten, vaktiyle bu ibadetin Hristiyanlara da farz kılınmış olduğunu anlıyoruz.Kaydedildiğine göre Hris­tiyanlara da Ramazan orucu farz kılınmıştı. Fakat daha sonra onlar, çeşitli sebeplerle bu orucun vaktini değiştirip, sayısını elli güne çıkarmışlardı. Orucun keyfiyetini de değiştirerek, perhize dönüştürmüşlerdi. Inciller'de de Hz. Isa ve ilk Hristiyanlarm tuttukları oruçtan bahsedilmektedir.

Hristiyanhğm ilk asırlarında, Hz. isa'nın çarmıha gerildiğine inanılan "ızdıraplar Cuması"nın orucu halk arasında yaygındı. Ayrıca bir çok ülkede her Çarşamba ve her Cuma günü oruç tutul­maktaydı. Hristiyan inancına göre Hz. îsa Çarşamba günü ele verilmiş, Cuma günü haça gerilmiş, cumartesi günü de gömül­müştü. Bu sebeple bu günler, tevbelerin kabul edildiği günler sa­yılır ve bu günlerde oruç tutulurdu. Hristiyanlar Asr-ı Saadet'te bu geleneği sürdürmekteydiler. Bu yüzden Hz. Peygamber, onla­ra muhalefet etmek maksadıyla, sadece Cuma, Cumartesi ve Çar­şamba günleri oruç tutulmasını yasaklamıştı.Bunun dışında Hristiyanlar Çareme (Büyük Perhiz) denilen "Kırk Günlük" bir süre boyunca da oruç tutmaktaydılar. Bu, Paskalya Günü'nde sona eren bir perhiz süresiydi. Bu oruç, Hz. isa'nın tuttuğu kırk günlük orucu taklid etmek gayesiyle tutulurdu. Miladî III. asır­dan sonra ortaya çıkmıştır.Perhiz ise, et ve et sularına, süt ve tereyağma karşı yapılırdı. Hristiyanların  tuttuğu diğer bazı oruç günleri de vardı.

 
F) Hac:
 Ortodokslar tarafından, Kudüs'e yapılan ziyaret için kullanı­lan "Hagia-Hadg" kelimesi, Hristiyanlarm hac ibadetiyle olan ilgilerini göstermektedir. Orta Çağ'da Hristiyanlar, günahlarım affettirebilmek için hac yaparlardı. Hac ise, Hz. isa'nın hayatına ait hatıraların bulunduğu mukaddes yerlere, Roma'daki dini li­derlerin bulunduğu mukaddes merkezlere, bazı din büyüklerine nisbet edilen kutsal yerlere gitmekle ifa edilirdi. Hristiyan Mez­hepleri haccın farz oluşu konusunda ittifaka varamamışlardır. Genel manada düşünülecek olursa, Hristiyanlık'ta haccı ifa ede­bilmek için Kudüs'e gidilirdi. II. Asırdan itibaren Beytü'l-Lahim (Betlehem) ve Zeytindağı esas hac yerleri olarak kabul edilmiş ve ziyaret mahalli haline getirilmiştir.

Hristiyanlık'ta, Hz. isa'nın çarmıhını taşıyarak Golgota'ya kadar yürüdüğüne inanılan yola "Hac yolu" denilmektedir.[588] Bu açıdan Kudüs, Yahudi ve Hristiyanlarca hac için mühim bir ziya­ret yeridir. İnançlarına göre, Hz. isa'nın çarmıha gerildiği Golgota tepesi, Hz. İsa'nın mezarı, Kamame Kilisesi vs. yerler önemli me­kanlardır. Kudüs, 4. Asırdan beri aralıksız olarak hac merkezliği yapmaya devam etmiştir. Konstantin zamanında Çarmıh Tepe-si'nde bazı kiliseler inşa edilmiş, Hz. isa'nın gömülü olduğu ileri sürülen bir mağara keşfedilmiştir.


 G) Sünnet Olma:
 Luka incil'inde kaydedildiğine göre, Hz. Isa doğumunun 8. günü sünnet edilmiştir.Katolik Hristiyanlar da 4. asra kadar Hz. İsa'nın sünnet olduğu 1 Ocak tarihini bayram olarak kutla­mışlardır.Latin Kilisesi'nde kutlanması mecburi olan yortular arasında Hz. isa'nın Sünneti (Sirkonsizyon) de bulunmaktaydı. Hz. Isa zamanında ilk hristiyanlardan bir grub, "Sünnet, kalbi bü-rüyen perdeyi atmaktır" diyerek, bu geleneği terketmişlerdir. Halbuki Pavlus, kendisi de sünnet olmuştu.

Sünnek geleneği, Musevî Hristiyanlar veya Sünnet Kilisesi diye adlandırılan Hristiyanlar tarafından devam ettirilmiştir. Bu Musevî-Hristiyanlara göre Pavlus, hain ve iki yüzlü bir düşman­dı. Onlardan kalan belgeler bu hususa işaret etmektedir. Musevî-Hristiyanlar, Batı'da çok çabuk erimiş, ancak Doğu'da Filistin, Arabistan, Doğu Ürdün, Suriye ve Mezopotamyada 4. asra kadar varlıklarım devam ettirmişlerdir. Bazı izleri, Sami kültürünü yi­tirmeden Büyük Kilise geleneğine yetişmiştir. Habeşistan ve Kai­de Kiliselerinde onların izleri devam etmiştir.Hristiyanlarda sünnet olmayı emreden tek kilise ise Habeşistan Kilisesi idi.

NOT:http://www.ilimdunyasi.com/asri-saadette-islam/hristiyanlar-ve-bazi-gelenekleri/ sitesinden alınmıştır.

YAHUDİLİK VE GELENEKLERİ

Yahudilerin dini gelenekleri doğum ile başlar, ölüme kadar sürer. Yeni doğan çocuğa belirli bir süre içinde isim konur. Kız çocuklarına ad vermek için yapılan törenler, erkek çocuklarına göre daha sadedir. Erkek çocukları sekiz günlük olunca sünnet edilir. Çocuk sünnet edilince ailesi beşiğinin etrafında toplanır, bir Tevrat tomarını çocuğun başı üzerinde tutarak yanına kalem ve mürekkep koyarlar. Böylece çocuğun Tevrat hattatı olması dileğinde bulunulmuş olunur. Tevratı öğrenmesi ve koruması için de ayrıca dua edilir. Yahudi çocukları okula başlamadan sabah ve akşam duasını öğrenirler. Okula törenle gidilir. Haham bir konuşma yaparak öğretimi başlatır. Çocuğa altı yedi yaşına gelince dini eğitim verilir. On iki yaşını bir ay geçince şeriatın oğlu anlamına gelen Barmizva adı verilir. O yaştan sonra çocuk yahudi şeriatına uymak zorundadır. Buluğ çağına da ermiş kabul edilen çocuk Sinagog'a gitmeye başlar. O artık oruç tutmakla da yükümlüdür. Dini bir hüküm olan evlilik için, çiftler nikah gününden önce muameleleri yerine getirecek hahamı mutlaka ziyaret ederler. Haham onlara Yahudi dinin evlilik konusundaki esaslarını anlatır. Haham bu konuda o kadar geniş yetkiye sahiptir ki, isterse evliliğe izin vermeyebilir. Yahudilikte nikah iki şahit önünde, genellikle Sinagog'da yapılır. Yeni çift oruç tutar. Tören öğle vakti yapılır. Gelin annesi ve damat babası ile Hppa denilen örtünün altında yerlerini alırlar. İlahiler okunduktan sonra, Haham bir bardak şarap alır dua eder ve gelinle damat bu şaraptan içerler. Damat gelinin duvağını açarak nikah yüzüğünü gelinin parmağına takmadan "Bak sen bana bu yüzükle, Musa ve İsrail şeriatı gereğince nikahlandın" der ve yüzüğü gelinin parmağına takar. Gelin evlenmeyi kabul edip etmediğini söylemez. Nikah böylece yüzüğün takılmasıyla tamamlanmış olur. Yahudilikte kadının boşanma hakkı yoktur; Erkek istediği zaman karısını boşayabilir. Günümüzde ise bu adet ülkelere göre değişiklik göstermektedir. Ölüm konusuna gelince cenaze gömüldükten sonra matemli kimse yedi gün evde kalıp taziyeleri kabul eder. Yahudilerin dokuz önemli dini ve milli bayramları vardır.
1-Yomkippur: Tövbe ve istiğfar günüdür. O gün bütün Yahudiler oruç tutar,akşama kadar ibadet ederler.
2-Roşhaşana: Yahudilerin yıl başısıdır. İki gün devam eder. Yıl başından sonra on günlük bir tövbe süresi vardır. Bu sürenin son günü Yomkippur'dur.
3-Pesah : Yahudilerin Mısır'dan çıkışı için yapılan kutlama bayramıdır. Sekiz gün süren bu bayram süresinde mayasız ekmek yenir.
4-Şavuot : On emrin veriliş bayramıdır. İki gündür.
5-Şukot : Çadırlar bayramıdır. Yahudilerin çölü geçerken çadırlarda yatıp kalkmalarını hatırlatır.Yedi gün devam eder.
6-Simhatora: Her yıl bir defa Tevratı hatmeden Yahudiler sonunda bu bayramı yaparlar. Yahudilikte Tevrata saygı her şeyin başında gelir. Bir toplulukta kazayla Tevrat yere düşse, orada bulunanların tümünün otuz gün oruç tutması gerekir. 
7-Purim : Bu bayram Ketuvim'in yedinci kitabına konu olan, Esterin anılması için kutlanır. Bunun için eğlenceler düzenlenir, oyunlar oynanır.
8-Hanuka: Kandil bayramıdır. Suriye Kralı Antiyogusa karşı Yahudilerin kazanmış oldukları zaferin anısına kutlanır. Sekiz gün sürer.
9-İsrail İstiklal Bayramı:  İsminden de anlaşıldığı gibi bu bayram istiklal bayramıdır.

NOT:http://lilarengi.blogspot.com.tr/2013/07/yahudilerde-dini-gelenek-ve-bayramlar.html sayfasından alınmıştır.

bottom of page